Hata Yapan Çocuk

“Çocuklar yaptıkları hatalardan öğrenirler; duygusal zekanın gelişiminde en önemli faktörlerden biri, yapılan hatalardan çıkarılan sonuçlardır”

Dr. John Buckner

Çocuklukta yaşadığımız pek çok deneyim, yetişkinliğimizi mühürlüyor. Hangimizin çocukluktan kalma, yaptığımız hatanın kabus gibi karşılandığı utanç anısı yok ki? Zihinsel olarak birkaç adım derine gittiğimizde kulağımızda yankılanan, anımsayınca gözümüzü kaçırdığımız bu deneyimler, yetişkin bir birey olduğumuzda da yaşamımızı şekillendirecek ölçüde üzerimizde izlerini taşıyor.

Çocukluğa dönüş

Şimdi küçük bir egzersiz yapalım. Gözünüzü kapatıp, çocukluğunuzda hata yaptığınız anları hatırlamaya çalışın. Bu anlarda anne babanızdan, çevrenizden ne gibi tepkiler aldınız? Hatalarınızdan dolayı suçlandınız mı? “Çok kötü bir şeyler oldu” duygusuna kapıldığınız oldu mu? Yaptığınız hatadan dolayı kendinizi yetersiz, aptal, kötü, işe yaramaz, suçlu hissettiniz mi? Biraz düşünün…Sonra bir adım daha ileri gidip, o an kendiniz ve gelecekte yapacaklarınızla ilgili ne gibi kararlar aldığınızı hatırlamaya çalışın…

Aslında o an bir karar aldığınızın farkında değildiniz; ancak şimdi geriye dönüp baktığınızda, bugün hatalar hakkındaki inancınızı da düşünerek ne gibi kararlar almış olabileceğinizi fark edebilirsiniz.

Bazı insanlar yaptıkları hatalardan dolayı yetersiz ve işe yaramaz oldukları sonucuna varırlar. Bazıları, hata yaptıklarında rezil olacakları korkusuyla hiç risk almama, hatta adım atmama kararı alırlar. Yine aynı kaygıyla kendi öz değerleri pahasına, onay bağımlısı olur kimileri. Tek amaçları yaptıklarının yetişkinler tarafından beğenilmesi olur. Kimisi de hatalarının fark edilmemesi için elinden ne gelirse yapmayı alışkanlık edinir. Bu durum, kişiyi çözüm üretme fırsatından da mahrum bırakarak yaşam becerilerini olumsuz etkiler.

Asıl temel ihtiyaç

Bu davranışların herhangi birinin kendimizde olduğunu fark ettiğimizde, yine o çocukken hata yaptığımızdaki gibi utanç hissini yaşarız. Ancak diğer tüm hatalar gibi bunda da hiç utanılacak bir şey yoktur. Çünkü en temel ihtiyacımızı karşılamak adına alırız bu kararları: Ait ve önemli olmak. Sadece bu hedefe ulaşmak için talihsiz bir karar almışızdır, hepsi o.

Tepkiler ve yetiler

Bunun da nedeni hata yaptığımız anda bize verilen tepkilerdir. Karşımızdaki yetişkin bize bağırmış, bizi utandırmış, cezalandırmış, yanlış olduğumuz duygusunu yaratmışsa, bizim de çocuk halimizle kendimizi korumak adına aldığımız tedbir amaçlı bu kararlar gayet normaldir. Unutmayın, çocuk yaşta muhakeme yetisinden sorumlu pre frontal korteks henüz gelişmemiş olduğundan; ayrıca stres altında zaten muhakeme yetimizi kullanamadığımızdan; böyle bir anda mantıklı bir sonuca varmamız zaten imkansızdır.

İşte tüm bu nedenlerden dolayı, yetişkin olarak çocuklarla olan ilişkimizde, hatalar konusunda çok daha dikkatli olmalıyız.

Bugüne kadar ebeveynlerin çocuklarına uyguladıkları eğitim, daha çok tehdit ve korkuya dayalıydı. Hata yapılınca çocuğa bunun kötü bir şey olduğu hissettirilirdi. Daha küçük yaşta ona kaşlarımızı çatıp “hayır” diyerek parmak sallamamız gerektiği savunuluyordu. Çok sert cezalar olmasa da çocuğun yaptığı yanına kalmamalı, bir şekilde memnun olmadığımız beden dilimizle ifade edilmeliydi.

Markette çocuğunuzun çikolata istediği için kendini yere attığını düşünün. O an ona gülümsemek mi, yoksa kızgın bir ifadeyle yaptığının çok ayıp olduğunu söylemek mi daha uygun geliyor şimdi size? İkincisini yapmazsanız muhtemelen etraftakiler tarafından şımarık çocuk yetiştirmekle suçlanacaksınızdır, o da ayrı konu.

Ancak yapılan araştırmalar, insan beyninin tehdit, baskı, stres altında hiç bir şey öğrenebilecek durumda olmadığını ispatladı. Yani kızarak, azarlayarak çocuğumuza bir şey öğretmemiz imkansız.

Yukarıda fark ettiğimiz üzere, hataya kızarak, utandırarak tepki verilmesinin çocuğun kişisel gelişimi üzerindeki etkileri son derece olumsuz.

Peki ne yapılmalı?

  1. Öncelikle hatanın dünyanın sonu olmadığına ve öğrenmek için bir fırsat olduğuna kendimiz inanmalıyız.
  2. Stres altında çocuğumuzun bir şey öğrenemeyeceğini hatırlamalı ve tepkimizi ona göre vermeliyiz. Burada mümkün olduğunca hoşgörüyle karşılamaya gayret etmeli, yapamıyorsak da yapacağımız hale gelene kadar pozitif mola almalıyız.
  3. Herkes sakinleştikten, olayın etkisi atlatıldıktan sonra, çocuğumuza merak soruları sorarak, hatadan öğrenmesini sağlamalıyız.

Altını çizmemiz gereken bir ayrıntı daha var. Hatadan öğrenmesi gereken sadece çocuğunuz değil, sizin de yaşananlardan bir şey öğrenebileceğinize inanmanız, hem insan hem de anne-baba olarak, daha iyiye gitmenize destek olacaktır.

Şimdi bir yetişkinin çocuğa “Bir hata yaptın, peki. Şimdi yeni bir şey öğreneceğiz. Bundan ne öğrenebiliriz acaba?” diye sorduğunu duysanız nasıl gelir size?

Çocukların günlük yaşamda hataların değerini hissetme imkanı tanınmalı ki hatalarından güvenli bir ortamda öğrenebilsinler. Bunun için her gün olmasa da düzenli aralıklarla, ailedeki herkesin bir hatasını paylaşacağı aile toplantıları, sohbet ortamları yaratabilirsiniz.

Çocuklar kendi hatalarına gülüp, onlardan öğrenebildiklerinde, kusursuz olmama cesaretini gösterebilen, cesur, hayata dört elle sarılan, özgüvenli ve hayatın sorumluluğunu alabilen bireyler olma şansını elde ederler. Onlara bu fırsatı verelim.