Çocuğunuzla İlişkinizi Güçlendirecek 10 Alışkanlık

Hepimiz çocuklarımızla birlikte geçirdiğimiz güzel anlar aklımıza geldiğinde içimizin ısındığını hisseder, tekrar o anları yaşamak için özlem duyarız. Bağ kurmak, çocuklarımız için olduğu kadar biz ebeveynler için de vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Çocuklarımızla aramızdaki ilişki güçlü olduğunda, bir o kadar da ahenkli olur; yani verdiğimiz kadar alırız. İşte bu da ebeveynliği tüm kan, ter ve gözyaşına değer kılan şeydir!

Aramızda kurduğumuz bu bağ, aynı zamanda çocuklarımızın koyduğumuz sınırlara uymalarını sağlayan tek nedendir. Ailelerine güçlü bir bağla bağlı olduklarını HİSSEDEN çocuklar işbirliğine açık olurlar. Onlar için neyin iyi olduğunu bildiğimize güvenip, onların yanında olduğumuzu bilirler. Birçok anne-babadan sürekli, çocuklarını düzeltmek yerine onlarla bağ kurmaya odaklandıklarında herşeyin değiştiğini söylediklerini duyuyorum.

Ama bizler sadece insanız. Çocuklarımızın sadece temel ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz günler de oluyor; yemeklerini yedirip, banyolarını yaptırıp, cesaretlendirici tavırla onlara sarılıp, kabul edilebilir bir saatte yataklarına yatırırız; ertesi gün aynı şeyleri baştan başlayıp yapmak üzere.

Ebeveynliğin dünya üzerindeki en zorlu görev olduğunu kabul edersek; ki buna rağmen bu görevi genelde gün içindeki diğer bütün görevlerimizden arta kalan zamanda yaparız; çocuklarımızla aramızda güçlü bir bağ oluşturabilmenin tek yolu günlük bağ kurma alışkanlıkları oluşturmaktır. Ne tür alışkanlıklar derseniz:

 

1. Her gün çocuklarınıza 12 kere sarılmayı hedefleyin

Sabah yataktan kalktıklarında ilk iş olarak, okul için kapıda yolcu ederken, okuldan döndüklerinde ya da akşam tekrar bir araya geldiğinizde, yatak zamanı ve çoğu zaman bunların arasında çocuklarınıza sarılın.

Ergenlik çağında olan çocuklarınız bu yakınlaşmalarınızı terslerse, daha büyük çocuklarla bu alışkanlığı yavaş yavaş oturtmayı denemelisiniz. Ona sevdiği bir içecek hazırlayıp sırtına ufak bir masajla sohbet edebilirsiniz. (Bu sizin için çok mu? Bu, günlerinin nasıl geçtiğini duymak için kolay ve güvenilir bir yoldur. Bunu öncelik listenizin başında tutarsanız çoğu zaman memnun olacağınızdan eminim.)

2. Gün içindeki geçişlerden önce bağ kurun

Çocuklar çoğu zaman gün içerisinde bir durumdan diğerine geçişte zorlanırlar. Onunla göz hizasına gelip, ismini söyleyip, bunu biraz da oyun ve gülüşmelerle birleştirirseniz, onu enerjiyle doldurup yapılması gereken bir sonraki işe geçmesini iç motivasyonuyla sağlayabilirsiniz. Örneğin; uyandıktan sonraki 5 dakikasını yatakta sarılıp bağ kurmaya ayırırsanız, yataktan kalkıp diğer yapılması gereken giyinme, diş fırçalama gibi işlerini yapması için ona kolay bir geçiş sağlamış olursunuz.

3. Onlarla oyun oynayın

Kahkaha ile oyun oynamak, endorfin ve oksitosin hormonlarının salgılanmasını sağlayarak hem sizi hem de çocuğunuzu mutlu hissettirip biribirinize yakınlaştırır. Gün içinde alışkanlık haline getireceğiniz bu eğlenceli didişmeler, onu ailesine ait ve önemli hissettirip endişe ve üzüntüleriyle daha kolay başa çıkmasını sağlar.

Ayrıca oyun, çocukları işbirliğine istekli hale getirir. Sizce aşağıdakilerden hangisinin işe yarama ihtimali yüksek?

“Gel kahvaltını yap hemen!” ya da

“Küçük şempanzem, kahvaltı zamanı. Bak omletinin üzerinde gülen bir yüz var!”

4. Çocuğunuzla bağ kurarken tüm ekranları kapatın

Gerçekten. Çocuğunuz hayatı boyunca anne-babasının onu dinlemeye ne kadar çok önem verdiğini, bunun için tüm işlerini bir kenara koyduklarını mutlaka hatırlayacaktır. Özellikle arabadayken müziği kapatıp çocuğunuzun söylediklerine odaklanmanız, çocukları göz kontağı kurma endişesinden de kurtardığından, kendilerini açıp paylaşmaları için güzel bir fırsat yaratır.

5. Özel zaman

Her gün, her çocukla ayrı ayrı 15 dakika. Her seferinde yapacağınız aktiviteyi bir gün çocuğun istediği bir gün sizin istediğiniz olarak değiştirebilirsiniz. Onun seçtiği günlerde tüm açık yürekliliğinizle ve sevginizle onun aktiviteyi ve zamanı yönetmesine izin verin. Sizin seçtiğiniz günlerde tüm zamanı aktivitelerle doldurma isteğinizi frenlemeye çalışın. Onun yerine, duygusal zekasını destekleyip onun için sorun olan konularla başa çıkmasını sağlayabilecek oyunlar oynayın.

6. Duygusallığı kabul edin

Evet, biraz zahmetli bir iş; ancak çocuğunuz duygularını ifade etmeli; yoksa duyguları davranışlarını yönlendirecektir. Sinirli hissetmeyi kabul edin; ama kızgınlığın sizi tetiklemesine izin vermeyin ve genelde kızgınlığın arkasında saklanan korku ve gözyaşlarına da açık olun. Unutmayın; çocuğunuz için birlikte ağlamaya güvenebileceği tek kişi sizsiniz. Bundan sonra, daha rahat ve yakın davranacaktır. Evet, bu gerçekten çok zordur. Ebeveynliğin en zor tarafı kendi duygularınızı yönetmektir; ama bu tabii denemekten kaçınacağınız anlamına gelmez.

7. Dinleyin ve empati kurun

Bağ kurmak dinlemekle başlar. Eğer işe yarayacaksa dilinizi ısırın ve kendinizi tutun, sadece gerektiğinde aşağıdaki gibi merak soruları sorabilirsiniz:

“Wow!…Anlıyorum…Gerçekten mi?…Senin için nasıl bir deneyimdi bu?…Biraz daha anlatır mısın?…”  

 

Olayları çocuğunuzun perspektifinden görme alışkanlığı edinmeniz, ona karşı saygılı davranıp her iki taraf için de kabul edilebilir çözümlere odaklanmanızı sağlayacaktır. Bu tutum, sizi sinirlendirip çileden çıkarabilecek davranışlar karşısında sakinliğinizi koruyup davranışın ardındaki nedeni görmenize yardımcı olur.  Böyle durumlarda çocuğunuzu düşman olarak görüp kaç ya da saldır moduna girmek yerine, kendi duygularınızı da düzenlemenizi sağlar.

8. Yavaşlayın ve anın tadını çıkarın

Çocuğunuzla anı paylaşın. Örneğin; çilekleri sütün içine koymadan koklamasına izin verin. Akan suyun altına ellerinizi birlikte sokup serin suyun akışını birlikte hissedin. Saçını koklayın. Gülmesini dinleyin. Gözlerinin içine bakın. Anın muhteşemliği içerisinde bağ kurun. Bu gerçekten bağ kurmanın tek yoludur.

 

9. Uyku öncesi yatakta kıvrılıp yatın ve sohbet edin

Çocuğunuzun uyku saatini biraz daha erkene alarak ona yatakta sarılıp yatarken biraz sohbet etme zamanı ayırın. Bu güvenli bağ kurma zamanı, çocuğunuzun gün boyunca kafasının içinde cebelleştiği endişeleri gün yüzüne çıkardığı anlar olabilir; okulda olan bir olay, sabah farketmeden sizin onu terslediğiniz bir an ya da ertesi günki okul gezisi…Onun bu sorununu o anda çözmeli misiniz? Tabii ki hayır. O an sadece dinleyin. Duygularını onaylayın. Çocuğuzu onun endişesini anladığınız ve bu konuyu yarın birlikte çözebileceğiniz konusunda rahatlatın. Ertesi gün, bu konuyu takip etmeyi unutmayın. Çocuğunuzla ilişkinizin ne kadar güçlendiğine ve derinleştiğine şaşıracaksınız.

…ve çocuğunuz büyüse de bu alışkanlıktan vazgeçmeyin. Ergenlerin açıldığı saatler genellikle gece geç saatler olur.

 

10. Görünür olun

Çoğumuz yaşantımızı çocuklarla bütünüyle var olarak geçirmeyiz. Ama çocuğunuz çocukluktan çıkıp evi terkedip gitmesinden önce sizinle birlikte geçireceği yaklaşık 900 haftası vardır. Siz farkına varmadan bu zaman akıp gidecek. Şunu deneyin: Çocuğunuzla birlikteyken sadece orada o anda olun.  Bunu her zaman yapamazsınız. Ama hergün kısa bir süre için yaparsanız, zaman içerisinde kendinizi daha fazla bunu yapar olarak göreceksiniz.  Çünkü o anların, özlem duyduğunuz, çocuklarınızla birlikteyken içinizin ısındığını hissettiğiniz anlar olduğunu göreceksiniz.

Kaynak: Aha! ParentingBlog.com  “10 Habits to Strengthen Your Relationship with Your Child

Dr. Laura Markham