Birkaç Tatil Önerisi

 

Geçtiğimiz Cuma yarıyıl karneleri alındı ve çocuklar 15 gün boyunca ilk yarıyılın yorgunluğunu atma imkanı bulacak. Bugünden itibaren ise, çalışan ya da çalışmayan tüm anne-babaların derdi aynı : ‘Çocukları 15 gün boyunca nasıl oyalayacağız?’

Bizim zamanımızda işler daha kolaydı. Bol bol oyun oynar, oynayacak bir şey kalmayınca da koltukların üzerinde aylak aylak oturur sıkılırdık. Bu sıkılmalar esnasında roman yazmaya, dikiş dikmeye yeltenir,  varsa evdeki müzik aletini tıngırdatmayı dener, defterlerimizin kenarlarını süsler, bol bol da hayal kurardık.

Ne yazık ki çocuklarımızın böyle bir lüksü yok. Onlar boş vakit denen şeyi pek keşfedemeden, dijital dünyanın cazibelerine kendilerini kaptırıyorlar. Başta ‘aman bizimki cin gibi, telefonu kendisi açıp, istediği oyunu bulup oynuyor’ diye böbürlenen birçok ebeveyn, ilerleyen süreçte çocuğunu bilgisayarın önünden nasıl kaldıracağını bilemiyor. Bu sorun sıralamada 1 numaraya ulaşmış durumda.

Tatil süresince sinir krizlerini ya da kaygı seviyenizi azaltmak için size birkaç önerimiz var:

  • Çocuğunuzla birlikte onun bu tatil boyunca uygulayacağı bir program hazırlayın. Bu tatil sürecinde yapacağı etkinlikleri bu takvime beraber ekleyin. Bunların dışında her bir günü nasıl organize edeceğini de yazmasını isteyin. (Tabi ki yaşına göre sizin katkınız değişecektir. 4 yaşında bir çocukla beraber hazırlarken, bir ergenin kendi başına hazırlamasına teşvik edin) Bu, onu kendi hayatı üzerinde gücü olduğu ve kendi yaşamını organize edebileceği konusunda cesaretlendirir. Ayrıca kendi koyduğu kuralları uygulamak için daha fazla işbirlikçi olacaktır.
  • Internet kullanım süresini herkese uygun olacak bir sürede anlaşarak belirleyin. Küçük çocuklarda sınırları kendiniz belirleseniz de, yaş büyüdükçe belirli sınırlar içinde kendi sürelerine karar vermelerine imkan tanıyın. Çocuğunuz kendi hayatı üzerinde söz hakkı olduğunu gördüğü zaman daha işbirlikçi olacaktır. Aynı zamanda, özgürlük alanını, kimseyi rahatsız etmeyecek boyutlarda, uzlaşarak kısıtlayabilmeyi de öğrenir. Bu, ona uzun vadede yaşamında karşılıklı saygı ile uzlaşma becerisi kazandırır.
  • Ev işlerine çocuğunuzu da dahil edin. Faydalı olmak her çocuğun en temel ihtiyaçlarından biri. Yardıma ihtiyacınız olduğunu ve onun çok iyi bir yardımcı olduğunu söyleyerek başlayabilirsiniz işe. Bunu ona zulmetmek için, ya da size çektirdiklerini ödetmek için değil de, hayatın eğlenceli bir parçası olarak hissetmesini sağlayın. Tabi eğer kendiniz işlere bir zul olarak görmüyor, keyifle yapıyorsanız, çocuğunuzun da keyifle katılacağına göreceksiniz.
  • Bu tatilden faydalanıp belki birkaç gün tatil alıp, onunla özel zaman geçirebilirsiniz. Bunu sadece aklınızdaki tüm diğer sorumlulukları bir kenara bırakıp onunla birlikte oturup, onun dünyasına girerek bile yapabilirsiniz, ki en keyiflisi de bu olabilir! Unutmayın beraber gülmek terapilerin en iyisidir. Şebeklik yapın demiyorum, gerçekten eğlenmek için kendinize izin verin. (Bunu sadece tatilde değil sürekli yaparsanız, çocuğunuzla sevgi bağınızı güçlendirir, problem olabilecek birçok şeyin önüne geçebilirsiniz bile)
  • Çocuklarınıza internet dünyası dışında bir dünya imkanı sunun. Ama eğer siz elinizden cep telefonunu düşürmüyor ve sürekli onun bilgisayarı bırakıp dışarıda top oynamasını istiyorsanız, pek işe yaramayacaktır. Ancak sizin kendinize mal ettiğiniz tutumları çocuğunuzdan bekleyebilirsiniz. Unutmayın, çocuklar bizim aynamız. Kendi hayatımızın sorumluluğunu almaktan kaçıp, kendimizi nelerle uyuşturuyoruz acaba? Hayatının sorunluluğunu almak, işe gidip para kazanmak ve toplumun bizden beklediklerini yerine getirmekten öte bir şey olsa ne olurdu sizin için? Belki her şeye buradan başlamalı, ne dersiniz ?